İnsan kendisiyle çelişemez diye öğretiyorlar bize... Ne tuhaf... Oysa ki farklı farklı birçok kişiyizdir biz tek bir bedende ve değişir dururuz...
İnsan kendisiyle çelişir o yüzden, birbirinden farklı hatta birbirine zıt birçok isteği, duyguyu bir arada barındırır içinde.

Korkarız sadece bunlardan.

O duyguları, toplumun ahlak anlayışına göre, bize öğretilenlere göre, inançlarımıza göre kendi içimizde bir sıraya koymaya çalışırız.

En korktuklarımızı da bir daha asla çıkmayacaklarına inandığımız derinliklerimize kapatırız.

***

Hepimizin içinde pek çok kimlik var…

İnsan, kaç insandan meydana gelir diye düşündünüz mü hiç?

İnsanın içinde kaç tane daha başka başka kendisinden var ya da?

Çoğumuz kendimizi tek bir insan zannederiz ama için için biliriz bir başkası daha olduğumuzu aslında.

Gerçeği sezeriz yani...

Bunu bilmeyi istemeyiz sadece...

***

Oysa düşünmekten korktuğumuz ya da zaman zaman düşündüğümüz ya da hiç düşünmediğimiz seyler de biziz...

Evet o düşünmeye korktuğunuz herşey sizsiniz...

Tıpkı en dindar olanımızın içinde birgünahkar, en hanımefendinin içinde bir yosma, katilin içinde merhamet, dolandırıcının içinde adalet olduğu gibi...

İnsanın içinde insan var.

En derinlerinizde saklı olan da sizsiniz…

Bütün o çelişkiler de sizsiniz...

Hatta her şeyden fazla sizi siz yapan o çelişkiler.

***

Düşününce ne çok sessiz kalmış, hiç kafasını kaldıramamış kimlikler var içimizde, değil mi?

O kimlikleri yok saymak için de uydurduğumuz pek çok yalan yer alıyor hayatımızda.

Ne düşünüyorum biliyor musunuz, özgürlük Dediğimiz şey, o kimliklerin hepsinin istediği zaman diğer kimliklerin önüne geçip yaşam bulmasında bence.

Kendinizi bir düşünün, “yapmam” dediğiniz, “yapmamalıyım” dediğiniz ne çok şeyi yapmak istiyorsunuz aslında ya da “keşke yapsam”dediğiniz ne çok şeyi yapmaktan korkuyorsunuz.

***

Daha da beteri, hepimiz korkuyoruz içimizi görmekten kendi gerçeğimizle yüzleşmekten.

Bunu bir yapsak, Türkiye’nin birçok sorunu çözülür bana sorarsanız...

Kendini kabul eden başkası reddetmeyi aklından geçiremez çünkü...

Kendisini bütün halleriyle seven biri, başkasını beğenmemeyi küçümsemeyi aklına bile getiremez.

O yüzden ne zaman başkalarını küçümseyen,reddeden, kızan birilerini görsem hep aynı şeyi düşünürüm ben, ‘ne saklıyorsun kimbilir içinde, neyi kabul etmeye bu kadar zorlanıyorsun…’

***

Ülkenin heryeri acı dolu yine...

İşçilerimiz ölüyor, çocuklarımız ölüyor, babalarımız, ağabeylerimiz ölüyor...

Toplumsal acıların bile bizi o kadar yakmamasının, kolayca ‘hayat devam ediyor’dememizin bile altında kendi yalanlarımızın yarattığıacılarla kavrulmamız var belki de…

Kendimizi, duygularımızı, aşklarımızı, çoşkularımızı, isteklerimizi, çelişkilerimizi küçümsüyor hayatı susukunlaştırıyoruz.

Kendi sahte hayatlarımızından utanacağımıza, içimizde kıpırdanan gerçek kimliklerden utanıyoruz...

Ve gerçek acılara duyarlılığımızı kaybediyoruz içimizde yanan bu acıdan...

***

Ölümleri bile önemsemiyoruz...

‘Hayat devam ediyor’ diyoruz...

Hayat devam ediyor evet, ama istediğiniz hayat mı o devam eden?

İçimizden geçtiği gibi değil, olması gerektiğini düşündüğümüz gibi sahte bir hayat o...

Hepimizin içinde tek tek bulunan o sahtekarlıklar sonunda birleşip büyük bir sahtekarlığa ve duyarsızlığa dönüşüyor işte sonunda...

Bu mu hayat Dediğimiz şey!