GÜNDEM

Güzeltepe ‘Cemevi’ istiyor

Güzeltepe Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği, Güzeltepe Mahallesi’nde 2012’de yapımı için girişimlerde bulunulan Cemevi için Büyükşehir ve Eyüp Belediyesi ile Eyüp Kaymakamlığı’ ve İstanbul Valiliği’nden destek bekliyor.

 Güzeltepe Pir Sultan Abdal  Kültür ve Dayanışma Derneği, Güzeltepe Mahallesi’nde 2012’de yapımı için girişimlerde bulunulan Cemevi için Büyükşehir ve Eyüp Belediyesi ile Eyüp Kaymakamlığı’ ve İstanbul Valiliği’nden destek bekliyor.


 Güzeltepe Mahallesi’nde alevi nüfusunun yoğun olduğunu belirten dernek başkanı Abuzer Çetinkaya basın mensuplarıyla biraraya geldi. Çetinkaya, Güzeltepe Cemevi için 2012’de talepte bulunduklarını, Eyüp Belediyesi’nden Ak Parti ve CHP Meclis üyelerinin talebi uygun bularak onayladığını ifade etti. Büyükşehir Belediyesi’nde taleplerinin hasır altı edildiğini ve arazi konusunda yardımcı olunmadığını ifade eden Çetinkaya şöyle konuştu: 

“Derneğimiz her alevi derneği gibi  amacına  uygun şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Derneimiz 26.12.2012 yılında  kuruldu. Ve % 65'i alevi olan bir mahallede alevilerin asimile olmaması için  bir  cemevi talebi ile yola çıktık. Bu süreçte Kaymakamlığa, Valiliğe, Büyükşehir Belediyesine, Eyüp İlçe Belediyesi’ne talebimizi  dilekçelerle resmiyete döktük. Ama ne yazık ki talebimizle ilgili bu güne kadar olumlu gelişme olmadı. Tabi bu bizi derinden üzdü. Zaten bunuda bekliyorduk.  Ama biz yinede olmasını gerekeni yaptık. Akebinde öyle kalmadık. Aynı örnekte  yola çıkan Sarıyer Belediyesinin  almış olduğu o zaman ki AKP ve CHP'nin ortak önergesi Cemevi projesi kazandırılmıştı.

 Bende şahşen ordan o dilekçeleri alarak o zaman ki CHP grubuna bunu ilettim. Muhalefet partisi olduğu için Ama onlarda AKP ile birlikte ortak önerge şeklinde şimdiye kadar Eyüpte ilk defa olmuş, Eyüp'te ilk defa ortak önergeye imza atıldı.Ve ortak önerge ile bizim mahallede tesbit ettiğimiz yerlerden birine olması için önerge verildi.

 ÖNERGE BİZİ ÇOK SEVİNDİRDİ, MAHALLEDE HEYECAN UYANDIRDI

Güzeltepe Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Çetinkaya, taleplerinin öngerge olarak Eyüp Belediyesinde onaylanmasının ve Büyükşehir Belediye Meclisi’ne havalesinin kendilerini sevindirdiğini ve Mahalle halkında heyecan uyandırdığını belirterek şunları söyledi:

Önergede 2013 yılında imar komisyonundan  o zamanda 1/1000'li planla geçerek Büyükşehire havalesine diye karara bağlandı. Biz tabi çok sevindik; çünkü hem mahalleli sevindi hem bizler sevindik.

 Bu sürecin yüzde  elli birini geçmiş olduk. Zaten size vereceğim  dosyada da bunların  açıklamaları var konuşma metinleri var. Hangi süreçte olduğu var. Tabii o süreçte iktidar değişikliği olmadı ama, yönetim  değişikliği oldu.Yönetim  değişikliği olunca bizim olayımız açıkçası bir yıl geriye gitti. Tekrar yeniden 1/5000'lik plan olması için tekrar meclise geldi.

 Mecliste tekrar imar komisyonundan beş binlik plan yapılması için büyükşehir Belediyessine havale edildi. Çünkü burdaki mevzuatı 5 binlik  planları talep eder, İlçe Belediyesi onlar düzenler. 25.08.2014 yılında evet o tarihte Büyükşehire gitti.

ÖNCE SEVİNDİK SONRAN ÜZÜLDÜK

Başkan Çetinkaya, ilk olarak olumlu girişimlerin ardından kendilerini üzen olaylar yaşadığını belirterek “Büyükşehir'de dosyamız sekiz ay bekledi. İkinci ayın on yedisinde tekrar o dosya  Eyüp Belediyesine geldi. Peki Eyüp Belediyesinde ne kadar bekledi dersiniz, 6 ay sonra haberimiz oldu. Şahsen benim araştırmalarımla bize bildirilmedi.  Burda acı olan şu vardır. Normalde  devlet dairelerinde 3 ayda bir  dosya  sonuçlanır. Meclise gelir, olumlu veya olumsuz. Şimdi burda  dosya sümen altı oldu” diye konuştu.

DEVLETTE DEVAMLILIK VARDIR

Belediye Başkanı’nın kendilerine söz verdiğini ancak bu güne kadar bil ilerleme kaydedilmediğini ifade eden Çetikaya şöyle konuştu:

 Şimdi biz  bu arada ne yaptık taleplerimizi ilçe Belediye Başkanına ilettik kendisini ziyarete gittiğimizde iki kez görüştük 3 kez  görüştük . Hatta bir kezde Meclis üyeleri ile gittik gittiğimizde Belediye Başkanının tavrı şuydu.  Bu işi yapacak olan biziz, iktidar biziz, biz çözeceğiz; biz yapacağız. Yani biz yapacağız dedi.

 Belediye meclis üyeleride şahittir bu olaya. Yani seçimler vardı;  seçim oldu bir seçim daha oldu; biz tekrar gittiğimizde bize seçim var dendi. Hatta ben şöyle bir söylemde bulundum. Seçimler her zaman olur, ama  devlette devamlılık önemlidir.

 Şimdi biz her ay seçim olacak diye bekleyemeyiz. Tabi o süreçtede dosyanın geldiğini bize kimse haber vermiyor. Belediyeye gelmiş Eyüp Belediyesine, normalde bundan bizim haberimiz olması lazım. Ama maalesef ordada büyük hayal kırıklığına uyradık. Açıkçası feyirleşme  durumuna geldik.Kendimizi frenledik.

 Çok üzülüyor insan ister istemez. Ama işin başka boyutuna  geldiğimiz zaman bizim beklentilerimiz var ister istemez. Umut vermek kadar kötü bir şey yoktur.  Umudu verip yerine  getirlmediği zaman  en çok yaralayan odur.

 Bizim herkesin bildiği eşit yurttaşlıktan başka talebimiz yoktur. Siz bir şeyin altına imza atıpta sahiplenmezsemniz o zaman huzurun başkentinde huzur olmaz. Şimdi huzurun Başkenti söylemi var güzel bir söylem, biz dedik ki; huzur ancak paylaşınca olur. Şimdi bakın bir daha diyorum, Türkiyenin bölünmemesi için yapılacak tek şey paylaşımdır. Bölünerek değil paylaşarak birlikte olacağız.

 Paylaşımda  eşitlikten geçer. Eşitlikte herkesin hak ettiği gibi. Alevilerde herhangi inanca bir camiye karşı kurulmuş  değildir. Yani herkes kendi inancını yaşasın. Şahsen ben o zamanda söyledim. İnanç  özgürlüğüne  baktığımız zaman herkesin  inanç  özgürlüğünü yaşaması lazım.

Zaman zaman diyorum cami imamları da  özgür  değil. Çünkü özgürce fetva veremiyorlar. Oda bir gerçek.Yani bizim son süreçte beklediğimiz şudur. Atına imza atmış olan özellikle muhalefet bu konuyu daha çok dile getirmesini  bekliyoruz.

İktidarın sahip çıkmasını istiyoruz. Muhalefetinde bunu yerel basın aracılı ile sosyal medya  aracılığı ile, ve tabanına, mahalleliye  aktarması gerekir. Biz burda yalnızlaştırıldığımızı düşünüyoruz. Şimdi hem mağduruz hem yalnızlaştırılıyoruz.

 Normal şartlarda bu durum tamamıyla siyasi bir durumdur. Bunu kullanıp kullanmamak  aynı zamanda  yerel basının  basınında işidir. Aslında söz verilmiş bir şey vardır yerine getirilmiyor. Açılım ne kadar sürer bilemem. Anayasa ne kadar sürer bilemem. Ama gerçek olan bir şey var bizim yerimiz yıkılıyor. Kentsel dönüşümden dolayı yerimiz yıkılıyor.

 Yıkıldığı  içinde ''Cemevi yerinde ne var caminin yanın da galiba Kültür merkezi yapılacak o yer mi'' Yok Sahanın alt kısmında bir parsel. ''evet'' Yok  herhangi bir şey olmadı  dosya tekrar  geri geldi. ''Şu an oradı boş mu''  Tabi tabi  işlem yapılmadı '' Kaç metre kare '' 13 dönüm (3) parsel  var.

Biri sahanın olduğu parsel, birisi aşağısı, biri yan tarafı 13 dönümün içinde zaten planda var. Mevcut alan üzerinde % 40 imar var. '' inşaat donatı alanı idi zaten'' Park alanı, zaten burda göreceksiniz her haliyle hallolmuş. Şadece gecekondu mesken müdürlüğünün onayı olmdığı için dosya geri geliyor.

 Şimdi bakın  gecekondu mesken Müdürlüğü  etrafınıza bakın yeşil alanlara, Gecekondu meskene nasıl izin verdiğine bakın. Şimdi gecekondu Mesken Müdürlüğü kimin malını kime vermek istemiyor. Oda ilginç olan bir şey. ''Bu alan kimin'' Büyükşehir'in, orda yalnız  büyükşehirden hariç Eyüp Belediyesinin 'de yeri var çok az bir yeri var bizim alanımızda.

''Sizin alanınız iptal edilmiş, hazineye devredilmiş'' Orası mı dekaresyon alanı yani yeşil alan. Çok fazla imara açık olmayan alan şu anda belediyenin Büyükşehirin belediyenin, orda 4 kat yapılabilir. uUaşım deprem yönetmeliğine görede uygundur.

Uygun tek izin verilmeyen meri planının değişmesini istemeyen Gecekondu Mesken Müdürlüğü. Dosya iade sebebi gecekondu Mesken Müdürlüğünün Ama olay o değil,  Rıyaset sahibinin bu işe sahip çıkması lazım. Kimdir Rıyaset makamı tabi ki Belediye Başkanıdır. Tabi Belediye Başkanı diyecekki bu benim dosyam, burayı bu halka söz verdik altında imzamız var. Biz bu dosyanın Büyükşehir'e gelmesini istiyoruz .

Büyükşehir'e gelmeyince  ne oluyor, dosya altı  tabiri caizse sümenaltı; Peki burda  shipsiz kim ?Suçlamak değil de bu bir gerçek. İktidarın görevi kendi söz verdiklerini yapmak. Muhalefet  görevi denetlemiyorsa onu halka  anlatacak, sizlere anlatacak (yerel basına), gelip bizlere anlatacak, mahalleye anlatacak, gerkirse basın temsilciliği yapacak. Şimdi benim aklıma şu geliyor o zaman, burda beklenti olarak şu var. Biz gittiğimiz zaman tamam. Ben şahsen 3-4 ay uğramadım  bizim dosya işleme konulmuyor. Her ay meclisin normalde  gündeme getirmesi gerekiyor. Şimdi Türkmen hanımla gidiyoruz bizim kurucu üyemiz. Muharrem amcada şahit, her ay meclise gittik. Her ay takip ettik,  Söz verdiler, konuşunca, gündem kapandı. Çok iyi knuştuğum için bi alkış malkış tamamda sonuç olmayınca bir anlamı yok. 

 Biz bundan sonra  önce yerel basına  sonraki süreçte birkaç televizyona çıkacağız, derdimizi anlatacağız. Daha sonra  çeşitli eylem planlarımız var bunları yapacağız. Ama biz dikkat ederseniz her şeyi olumlu yönden gidiyoruz. Bakın olumlu yönden, her şeyi resmiyetten, herşeyi olumlu yönden, barış istiyoruz huzur istiyoruz. Ama vermeyince huzur olmaz,barış olmaz.

 Ve kimin malını veriyorsun, halkın malını veriyorsun. Belediye halkın malını eşit şekilde vermek zorunda. Şimdi bunu hatırlatmakta, tekrar söylüyorum şu anda iktidarın yapmadığı şeyleri hatırlatmak muhalefetin görevi. Muhalefetten beklenti yapmak bizim  görevimiz isteğimiz, bunu şey olarak görmesin kimse; Yerel basına  teşekkür  ediyorum, katıldığınız için.

Kısaca  dernek neler yapıyor onuda örnek vereyim.

Dernek kurulduğu günden beri çalışmalarını son hız yapıyor. Bir alev derneğinin yapması gereken cenaze hizmeti hariçher şeyi yapıyoruz. Bakın  diğer cem evleri ile ilgili  anmalara, toplantılara gideriz. Burda huzur cemimizi yaparız.Normal cemlerimizi yaparız uygun olduğu zaman.Bir alevi derneğinin  ne yapması gerekiyorsa zaman zaman fazlasını da yapıyoruz.

Zor şartlarda hizmet veriyoruz,  gelirimiz yok bu geliri  2 tane dayanışma  gecesi ile sağlıyoruz. Hayatımızı, 3. süde inşallah ayın 24 veya 30 nisandaolacak onunla ilgili duyruyu yapacağım sizlere. Kadınlara dönük liderlik eğitimi verdik. İlk defa kadınlara dönük liderlik eğitimi, politik eğitim liderlik eğitimi burda, kurslarımız bağlama olmazsa olmazımız, gitar kursu veriyoruz santraç kursu verdik. Matamatik Türkçe, ingilizce kursu verdik.

 Kurslarımız hala devam ediyor,  resim kursu da veriyoruz. Koromuz var. Cem evlerinde 1 gün ibadet olur 6 gün halka hizmet olur. Bakın  diğer günde kırk yemekleri cenaze yemekleri, sene yemekleri olur. Ama diğer günlerde eğitim olur sosyal çalışmalar olur.Yani  kamuya açık inanç merkezidir; cem evleri. Biz burda haftanın 7 günü açığız. Burdada bir pozitif ayrımcılık  var eşitsizlik var.

Şimdi Belediyenin bazı cem evlerine yardım ettiğini biliyoruz.  Aslında bizimde yardım almamız gerekiyor.  Ordada yardım alamıyoruz bakın ordada almamız gerekiyor.  Resmiyeti yok ama açıktan veya dolaylı olarak yardım edildiğini biliyoruz. Bizde talep ediyoruz. Şimdi normal şartlarda kime ne veriliyorsa, bizde talp ediyoruz istiyoruz. Cenaze hizmeti hariç her hizmet burda görülüyor.Cenaze hizmeti için yerimiz yok yerimiz olsa tabiki onuda yaparız.

Derneğimiz  zor şartlarda ayakta kalma mücadelesi veriyor; ama yinede biz mutluyuz. Derneğimizi yeri kira. Mahallede olmayanı yaptık açık ve net, ben  derneklerin istatistiğini çıkarmıştım. Haftada 7 gün açık olan başka dernek yok. 5 gün kurs veren başka dernek yok. Başka derneklerin yerleri kendine ait olduğu halde. Burda yaklaşık ayda 1000 lira giderimiz var. Gelir yok dedim ya seneden seneye dayanışma konseri yapıyoruz.  Onunla ayakta kalmaya çalışıyoruz.

Yani  bir nevi varolma mücadelesi yapıyoruz, ama bunda sıkıntımız şudur. Normal şartlarda bizim bir adım daha ilerde olmamız lazım. Ama engelleyen sebepler var. Buna şöyle deriz hem içte hem dışta, bizim tabirimizle şu kelime kullanılır. Hani hınzır paşalar denir,  istemeyenler, yoluna ihanet edenler denir. Biz bunuda yaşadık yaşıyoruz, maalesef bizde de olur. Bizim beklentilerimiz kendi yol arkadaşlarımızdan, müsait derneklerimiz, deriz biz onlara, onlardan daha fazla destek istiyoruz. Yani açıktan  destek istiyoruz. Dolaylı direk, muhalefetten de bu işin  peşini bırakmamasını istiyoruz. İktidardanda bu işi sahiplenmesini istiyoruz. Şimdi altına imza atmısşa  hatırlatmak  kimin görevi sevgili arkadaşlar,  tabiki muhalefeti görevi.  Yani burda bir şey daha var;  bu derneğin hakkını kim savunuyorsa biz onunla birlikteyiz.

Hakkını savunmuyorsa bizdende olsa biz karşısındayız. Ve de olduk; yani bu benim partiden  şu şu partiden o, o partiden diye düşünmeyiz. Çünkü bizim bu yönetici arkadaşların var oluş sebebi derneği ilerletmek. Eğer bizim kendi partilimiz ayak vuruyorsa onunda karşısında olacağız.

Sustuk, bundan  sonra  susmayacağız. Hem iktidardan bekliyoruz, hemde muhalefetten bekliyoruz.yani bizim beklentimiz bu Hep yapıcı olmaya kara verik.

'' Seçim vaatlerinde Ak Partinin Cemevlerine statü verilecek  sözüne  inanıyormusumuz?  Cem evlerine statü verilecekmi  bu konuda  düşünceleriniz''

Devletin  alevisi, sunnisi olmaz. İnanç özgürlüğü başladığı  zaman,  biz Diyanet işleri Başkanlığının özerk olmasını istiyoruz. İnançların özgür olmasını istiyoruz. Sadece ve sadece devlet kontrol eder denetler müdahaleci olmaz.

Devletin dedesi olmaz  devletin imamı da olmaz aslında öyledir. Seküler anlayışta, laik sistemde. Tabi öyle olması  gerekiyor. Türkiyenin mevcut sistemi bu. Alevilik  doğduğundan beri özgür düşünceye  özgür  yaşamaya ve insanı merkeze aldığı için insanın tutsaak olduğu yerde inançta tutsak olmaz o nedenle geç kalınmış çalıştay çalıştay, ama sonuç çokta inandırıcı değildir.

 Ön yargılı değiliz ancak şu var, biz  bağlı bulunduğumuz federasyonun  bileşeniyiz.  Kendi içimizde özgürcüyüz  ama bu tür konularda birinci  Alevi Bektaşi Federasyonu onlarda  aynı şekilde  aynı paralellikte biz  eşit yurttaş olmak istiyoruz.  Fazla bişey  istemiyoruz. Zaten  Ahim karaları ortada yargıtay kararları ortada.

Yakın  zamanda  devletin tazminata mahkum olma durumu var. Bu acı bir şey. Yasa bitti şu anda bu süreç işleniyor. Yani kurumlar kişiler  tazminat davası açabiliyor. Ahim sözleşmeside beni bağlamaz diyemezsiniz. Oraya  eğer imza atmışsan o kararlara uymak zorundasınız. Çünkü iç hukuk tükenmiş 10 yıl sonrada oraya başvuyorsun o davada sonuçlandı. Ordan çıkan kararlar doğrultusunda  aslında bu statü verilmek zorunda.

 Ben kir konuşmamda şunu da  dedim;  keşke bu duruma  düşmeseydik. Aleviler kurucu unsur bekçi falan değil. Artık şu bekçilik muhabbetinden vaz geçelim. Biz bu ülkenin kurucu unsuruyuz ortak unsuruyuz. Herkese ne hak veriliyorsa bizde hakkımızı istiyoruz.

O yüzden tekrar söylüyorum  devletin tanıyıp tanımamasından ziyade bizim haklarımızı versin. Atıyorum  diyanetten ödenek verecekse bizim oluşturduğumuz kuruma verir. Kurum kendi paylaşımını yapar.

'' İnandırıcı buluyormusunuz Çalıştaylardan bir sonuç çıktımı''?

Hiçbir sonuç çıkmadı 7 tane  çalıştay yapıldı hiç bir  sonuç çıkmadı.Atıyorum işte  dedelerin umreye gitmesi vs. falan şey alevi inancında öyle bir durum yoktur. Alevi inancında bir el alır bir ele verir. Hak kulak yöntemi vardır. talip verir devletten almaz.

''Dedelere  maaş bağlanmasına  ne diyorsunuz''?

Onu kabul etmemiz mümkün seğil. Tekrar söylüyorum Diyanet özgür olursa, oluşturulan konfedarasyona verirse, federasyonun kendisi, kendi bağlı olduğu hizmetleri kaşılığında onlara ödenek verir. O şekilde olur. O zaman  devletin imamı olduğu zaman özgür düşünemez. Özgür fetva veremez ,dede de aynı şekilde, dedede özgür düşünemez özgür inancını yayamaz. Doğruya  direk müdahale edemez. Devlet deyince devlet hepimizin devleti.Yönetenler diyelim, devlet kalıcı dır. 

'' Diyanet işleri Başkanlığı ile  Cemecleri aynı çatı altında olmasının bir mahsuru varmıdır.''

 Diyanet işlerinde  bi çaycı bile yok. Alevi çaycı bile yok şu anda.Diyanet işleri Başkanlığında.

'' Bir çatı altında temsil olsa  olmazmı ''

Temsiliyeti olursa olur, dayatma olursa olmaz.Yani Diyanet işleri Başkanlığı benimle ilgili karar veremez. Benimle ilgili karara aleviden sorumlu kişi karar verebilir. Hırıstiyanla ilgili hırıstiyan verir.

Bence  devlet  dinden  elini çekmesi lazım.Aleviler  inançlarının  artık siyasi fügür olmasını istemiyorlar.Yani siyasi malzeme  olmak istemiyorlar.Seçimlerde siyasi malzeme olarak kullanılmak istemiyoruz.

Bunu çözmeleri gerekiyor. Bakın ne kadar kötü bir şey  Alevi Milletvekili, Alevi Başkan bu ayrımcılık olmaz.tektar söylüyorum Türkiyede iki şeyin çözülmesi gerekiyor. İnsanların  dili ile ve dini ile uyraşılmaması gerekiyor. Hukuk kuralları içinde dile getirdiğin zaman hiç bir problem kalmayacak.  Son olarak biz Güzeltepede  güzel günler  görmek için Cem  evimizi talep ediyoruz.Önce barış diyoruz huzur diyoruz. Teşekkür  ederim