Vakıf Başkanı Mehmet Koç yaptığı açılış konuşmasında;
Proğrama katılan sayın Bakanıma ve misafirlerimize çok teşekkür ederim diyerek; Girişimciliğin önemini vurguladı. Ülkemizin kalkınabilmesi için Girişimciliğe önem vermeliyiz. Girişimcilerimize destek olmalıyız. Var olmak için çok çalışmalıyız. Birlik beraberliğimizi korumalıyız. Ülkemizde meydana gelen olaylar karşısında hep birlikte mücadele ederek bu zor günleri aşmalız diyerek sözlerini tamamladı.
(1).jpg)
Bakan Zeybekçi hayat hikayesini anlatarak başladığı konuşmada çok öneli konulara değindi.
NİHAT ZEYBEKÇİ KİMDİR ?
Nihat Zeybekci, 1 Ocak 1961 tarihinde DenizliTavas ilçesinde Pınarlar beldesinde doğdu. Babasının adı Şükrü, annesinin adı Fatma olan Zeybekçi, tütün işleriyle uğraşan 9,5 dönüm tütün tarlası olan beş çocuklu bir ailenin en küçük oğludur. 7 yaşından itibaren tütün tarlasında ailesi ile beraber çalışmaya başlayan Zeybekçi, İlk ve ortaokulu Tavas’da okudu ve lise öğrenimini Kütahya İmam Hatip Lisesi’nde yatılı olarak gerçekleştirdi.
MARANGOZ ÇIRAKLIĞI YAPTI
1979-1980 yıllarında marangoz çıraklığı yaptı. Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nü bitirdi. Zeybekçi, üniversitede okurken bir dış ticaret şirketinde de çalışmaya başladı. Lisans öğrenimi süresinde girdiği sınavı kazanarak İngiltere’ye gitti ve Londra’daki South London Collage’de yüksek lisans yaptı. Babasının rahatsızlığı nedeniyle Denizli’ye dönen Zeybekci, İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı.
BELEDİYELER BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI YAPTI
Çalışma hayatına İstanbul’da Demirören Grubu’nda başlayan Zeybekçi, Denizli’de Küçüker Tekstil’de ihracat müdürlüğü yaparken 1994 yılında kendi şirketi Turkuaz Tekstil’i kurdu. Zeybekçi aynı zamanda Denizli Platform Sözcülüğü yaptı ve Denizli Sanayi Odası Meslek Grubu Üyeliği'nde bulundu. 2005-2011 tarihleri arasında Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekilliği yaptı. 2009-2012 yılları arasında Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanlığı görevinde bulundu.
KISAKÜREK HAYRANI
İki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanlığı'nı yürüten Zeybekçi, üniversite yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetleri için düzenlenen toplantılarda Recep Tayyip Erdoğan’la tanışıp arkadaş oldu.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPTI
AK Parti’nin kurulmasıyla siyasete atılan Zeybekçi, 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde AKP adayı oldu ve yüzde 51 oyla Denizli Belediye Başkanı seçildi. 2009 yılında ikinci kez Denizli Belediye Başkanı seçilen Zeybekçi, 2011 yılına kadar görevine devam etti.
DENİZLİ MİLLETVEKİLİ
Zeybekçi aynı zamanda Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Kongresi Türkiye Heyeti Başkanlığı; 2005-2011 yılları arasında Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekilliği yaptı. 2009-2012 yılları arasında Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanlığı görevinde bulunan Nihat Zeybekci, 2011 genel seçimlerinde birinci sıradan AKP Denizli Milletvekili seçildi.
EKONOMİ BAKANI OLDU
Zeybekçi, Ak Parti’nin MKYK üyesi olduktan sonra TBMM Enerji Komisyonu Başkanlığı’na atandı. 25 Aralık 2013 tarihi itibarıyla İstifa eden Zafer Çağlayan'ın yerine, Ekonomi Bakanlığı görevine getirildi. Çok iyi düzeyde İngilizce ve Almanca bilen Nihat Zeybekci, evli ve 1 kız 3 erkek çocuk sahibidir.
Bakan Zeybekçi Ekonomiyle ilgili sunum yaptı;
Bilgiyi üreten topluluklar birde bilgiyi yöneten topluluklar vardır. Dünyadaki savaşların amacı kendi insanının iyi yaşaması refah seviyesinin yüksek olması içindir. Avrupadaki 100 yıl savaşları Almanlar ile Fransızllar arasında olmuştur. Savaşlardan bir sonuç alamayınca bir araya gelerek oturup anlaşmışlar. Savaşları bırakalım, ülkelerimizin refaf seviyelerini yükseltelim diyerek Avrupanın Ekonomik İşbirliğini kurmuşlar. Daha sonra Şengay birliği kurulmuş. Ülkeler kendilerinin ve birlikte olduğu ülkelerin refah seviyelerini en üst seviyeye çıkararak Dünya ekonomisini yönlendirme çabası içersine girmişlerdir.
Dünya haritası 1990 yılından sonra yeniden çizilmeye başlamıştır. Türkiyenin yükselmesini istemeyen güçler sürekli iç karışıklıkları körükleyip, banka faizlerini artırarak ülkemizi kaos ortamına sürüklemişlerdir. 2001- 2002 krizleri ile ülkemize büyük bir operasyon düzenlenmiştir. Faiz artışıyla İMF'nin borç batağına sürüklendik. Ülkeyi yönten Koalisyon hükümeti küresel güçlerin oyuncağı haline geldi. İMF direktörlerinin karşısında el pençe durmaya başladılar. Amerikadan ithal edilen Ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş eliyle Halk Bankası Ziraat Bankası Vakıflar Bankası Ve Türk Hava Yolları zarar ediyor bahanesiyle yabancılara peşkeş çekilmek istenmişti.
Bu operasyonlar 2003 yılında durduruldu. Eğer yapılmış olsa idi, bu günkü yatırımlar yapılamayacaktı. Hızlı tren, Tüp Geçit, Duble Yollar, 3. Boğaz Köprüsü ve hava alanları nın önü kesilmeye çalışılmştı. Ne oldu? Bankaların satışı önlendi. Bankalar 1 yıl içinde çok ciddi kar açıkladılar. Bu gün ise yapılan yatırımların finanslarını sağlıyorlar.
Atalarımız boşuna dememiş'' yari güzel olanın başı dertten kurtulmaz '' Bize bu güzel coğrafyada oturmanın bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Her şeyin bir bedeli vardır. Birlik beraberliğimizi muhafaza edersek, Allahın izni ile kimse nin oyununa gelmeyiz. Türkiye son 10 yılda ortalama % 4 büyümüştür. Dünyada en hızlı büyüyen 3. ülke olmuşuz. Türkiye'de gelir dağılımında da büyük iiyileşme sağlanmıştır. Ak Parti iktidarı öncesi 2001 yıllarında Türkiye'de toplanan verginin % 86'sı faize gidiyordu Bu gün ise sadece % 13'ü faize gidiyor. Ak Pati İktidarı 2013 yılında İMF'nin borçlarının tamamını faiziyle birlikte ödeyerek ülkemizden gönderdi.Ekonomimiz şu anda İMFye borç verecek durumda.
Türkiye hedef büyüttü artık, kabuğuna sığmıyor. Türkiyenin yatırımlarını hamlelerini gören güçler rahatsız oldu. Gezi profakasyonlarıyla iktidara diz çöktürmeyi denedi, başaramadı .17- 27 Aralaık muhtıraları yine olmadı. Taksim platformu kararları okundu: Neymiş Boğaz körüsünden vaz geçileck, Tünellerden vaz geçilecek, viyadüklerden vazgeçilecek, duble yollardan vaz geçilecek, hızlı trenden vaz geçilecek 3. Havalinanından vazgeçilecek kanal İstanbuldan vaz geçilecek,dahası ekonomik kalkınmadan vaz geçiecek. Sonuç yine hedeflerine ulaşamadılar. Turkiye artık bu coğrafyad bir harita çizilecekse bu harıtayı çizenlerdenbiri olur. Türkiye artık kural kuran ülke konumuna gelmişti.
Türkiye enerji ham madde kaynaklarını güven altına almak zorundadır. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bizim elimizi kolumuzu bağlayıp siz karışmayın, biz istediğimiz gibi dünyayı dizayn edelim diyorlar. Ama nafile. Bu coğrafyada biz varız dediğimiz müddetçe bu günkü olaylar devam edecektir. Bunun bedeli ne olurs oldun biz kural koyan olmaktan vaz geçmeyeceğiz.
Üretmeden tüketme krizi 2008'de yaşandı. Bu ABD'deki morguç krizi bütün dünyayı sardı. ABD Morgıç açığını kapatmak için Avrupa ve Asya Ülkelerine Fon sattı. Özellikle de en ağır faturayı Rusya'ya ödetti. ABD ekonomik olarak ülkelerin elini kolunu bağlayıp kendisine bağlamak istiyor. Biz Avrupa Birliği üyesi olmamamıza rağmen Gümrük birliği olan tek ülkeyiz. İhracatımızın %48 'ini Avrupa ile yapıyoruz.
Dünyada ekonomiyi yöneten insanlar, birde ekonominin yönettiği insanlar vardır. Biz ekonomiyi yöneten olmak zorundayız. Eflasyon talebin arzdan fazla olmasından meydana gelir. Yani arz talep dengesi olmazsa enflasyon olur. Talepten az üretim olursa eflasyon kaçınılmazdır. Faizleri yüksek tutarak talebi düşürüp büyümeyi içe doğru daraltmak ile eflasyon içinden çıkılmaz hal alır.
Bu gün Türkiyede Cari açık %9 'dan % 3,5 'lara gelmiştir. Türkiye Bütçe açığında Avrupanın ilk 3'ünde, dış ticaretimizde önemli ölçüde artmıştır. İhracatımız geçen yıla göre biraz düştü ama ithalatımızda, daha fazla düşerek çok önemli bir yol kar etmiş olduk.
Türkiye olarak bizde bazı hatalar yapıyoruz. Tasarruf oranlarımız düşüyor. Bunu artırmamız lazım. Türkiye Fırsatlar ülkesi. Türkiyede üretim arttı. girişimcilerimizin her geçen gün artmasını ve birlik beraberliği sağlamamız lazımdır. Ortadoğu, Asya ve Afrika Türkiye için fırsatlar ülkeleridir.
Boğaz, kadın, çocuk bu 3 şey çok önemlidir. Bunlara yatırım yapan daima kazanır.Türkiyenin marka ve patent'de çok büyük boşluğu var; bu boşluğu ivedi olarak kapatmamız lazım. Bu gün Afrika ile yaptığımız iş görüşmeleri ile çok büyük ihracat gerçekleştiriyoruz.
Avrupa para birliğine girermiyiz ?
Türkiyenin Avrupa Biliğine girmemiz bizim sorunumuz değil onların sorunu. Avrupa Birliğine onların bizden fazla bize ihtiyacı olduuğu zaman girebiliriz. Biz zaten Avrupa Gümrük Birliğindeyiz. Şu an için Avrupa Birliğinin bizim onlara olandan fazla, bize ihtiyacı var diyerek sözlerini tamamladı.




